25 Ağustos 2015 Salı

30.Meclis toplantısı-Yılmaz Parlar

30. İTO Meclis Toplantısı

 İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, "Biz ilk olarak en erken seçimi istiyoruz, kaybedecek zamanımız yok. Hükümetin bir an önce kurulması gerekiyor. İkincisi mevcut hükümetle erken seçime gitmek zorundayız" dedi.

Çağlar, İTO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nın ardından gazetecilere, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerine ilişkin açıklamalarını değerlendirdi.
Tek başına iktidar seçeneğinin kendileri için en iyi şık olduğunu ifade eden Çağlar, geçmişte kurulan koalisyon hükümetlerinde sıkıntı yaşandığını anlattı.
"Türkiye'nin ekonomik büyüme ve yükseliş dönemleri hep tek parti iktidarlarında olmuştur" diyen Çağlar, 7 Haziran'da halkın koalisyon seçeneğini işaret ettiğini, ancak istedikleri "güçlü koalisyon" ihtimalinin şu an itibarıyla ortadan kalktığını söyledi.
Çağlar,  "O zaman erken seçim seçeneği ortaya geliyor. Biz ilk olarak en erken seçimi istiyoruz, kaybedecek zamanımız yok. Bizim hükümetle yapacağımız çok iş var. Hükümetin bir an önce kurulması gerekiyor. İkincisi mevcut hükümetle erken seçime gitmek zorundayız.Türkiye'nin selametini, menfaatlerini düşünüyorsak mevcut hükümetle erken seçime gitmeliyiz. Parlamento bununla ilgili kararlarını alsın. 2-3 aylığına kurulacak bir hükümetyapılanmasını düşünün, oradaki sıkıntıları göz önüne getirin, buradaki ekonomik kayıpları dikkate alın. Bunlar çok büyük kayıplar. Parlamento bunları dikkate almalı."
İbrahim Çağlar, İTO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada ise hükümet kurma çalışmalarına ilişkin iş dünyası olarak önceliklerinin "Türkiye'nin büyümesi, ekonominin gelişmesi, aşlarının, işlerinin artması" olduğunu dile getirerek, siyasi arenada meydana gelen her türlü gelişmeye bu açıdan baktıklarını söyledi.
Bu konularda önceliklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çağlar, ekonomik ve siyasi istikrar için ideal olanın "tek başına iktidar" olduğunu ifade etti.
Çağlar, bu konudaki değerlendirmelerine bazı eleştiriler geldiğini kaydederek, "Benim üyem yaşanan gelişmelerden tedirgin oluyorsa çıkıp gerekeni söylemek benim görevimdir. 380 bin üyenin hakkı var hepimizin üzerinde. Ben bunu görmezden gelmem" diye konuştu.
Temmuz ayının son haftalarından itibaren kirli ve karanlık oyunların yeniden sahnelemeye çalışıldığını ifade eden Çağlar, önünde minnetle eğildiği şehitlerin yakınlarına, emniyet güçlerine, TSK'ya ve ülkeye başsağlığı diledi.
Çağlar, terörün, içindekilerle batmaya mahkum bir gemi olduğunu belirterek, o gemiye binenleri de ondan medet umanları da geminin dümenini elinde tutanları da çok iyi tanıdıklarını vurguladı.
Başkan Çağlar,:"Bu noktada bizlere de büyük iş düşüyor. İş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasındaki yoğun iş birlikleri ile terör bataklığını kurutacağız. Bu salonda Türkiye'nin her yöresindeniz. Ama ayrılık gayrılık yok. Hiç kimsenin inancıyla, diliyle, etnik kökeniyle bir alıp veremediğimiz yok. Burada esas olan üretmek, iş yapmak, büyümek. İnanıyorum ki bu salondaki hissiyat birlikteliğe çomak sokmak isteyenlere verilen en güzel cevaptır."
 "Kusursuz fırtına' deyimi dillerden düşmüyor" Çağlar, son günlerde uluslararası piyasaların dilinden "kusursuz fırtına" deyiminin düşmediğini, ekonomide 40 yılda bir yaşanacak durumların bir araya geldiğini, işlerin beklenilenden daha olumsuza doğru gittiğini ve kusursuz fırtınanın yaklaştığının düşünüldüğünü anlattı.
Dünyada yaşanan olumsuzlukların Türkiye'ye yansımamasının mümkün olmadığını vurgulayan Çağlar, "Yeni bir yola çıkmak için gün bugün. Artık geç kalmadan ekonomiye yoğunlaşmamız gerekiyor. Dünya ekonomisi kusursuz fırtınadan söz ediyor olabilir. Ama Türkiye'nin öyle bir lüksü yok. Biz potansiyelimize inanıyoruz, ekonomiye yoğunlaşınca neler başarabileceğimizi çok iyi biliyoruz. Siyasetçilerimizden de bunu istiyoruz" diye konuştu.
Çağlar, üyelerden gelen verilerle oluşturdukları ve ekonominin kalp atışlarını gösteren Ticari Faaliyet Endeksi'nin bu ayki sonuçlarının da bu inançlarını doğruladığını söyledi.
Her yıl meclis olarak çalışma toplantısı yaptıklarını anımsatan Çağlar, toplantının bu yıl 9-11 Ekim tarihleri arasında İzmir'de gerçekleştireceğini bildirdi.
Düşünce ve Proje Üretim Akademisini (DÜPA) hayata geçirdiklerini belirten Çağlar, "Bu kuruluşun işi, gücü, derdi, düşünmek ve üretmek olacak arkadaşlar. Dünyadaki veTürkiye'deki en güncel konular üzerine raporlar  yazacak, fikirler üretecek ve projeler ortaya koyacak. İş hayatının ihtiyaç duyacağı ticari değere dönüşebilecek bilgiyi açığa çıkaracak" ifadelerini kullandı.
Çağlar, gerek fuar, gerekse de kongre organizasyonları noktasında yabancıların büyük bir ilgisiyle karşı karşıya olduklarını belirterek, bu ilgiye cevap verebilmek için İstanbul Dünya Ticaret Merkezindeki (İDTM) fuar alanlarını genişleteceklerini bildirdi.
 İstanbul maketine uluslararası ödül Çağlar, İTO tarafından yaptırılan ve dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM'de ziyarete açılan İstanbul maketinin 2002'den bu yana düzenlenen ve dünyanın en saygın ödüllerinden olan Stevie - International Business Awards yarışmasında 3 bin 700 aday arasından birinci seçilerek altın ödüle layık görüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin, dünyanın en büyük uçak üreticilerinden birinin lisans hakkını satın aldığını ve bu şirket üzerinden yerli uçak projesinin başlayacağını belirten Çağlar, ancak projenin hayata geçmesi için en az 50 uçak sipariş alınması gerektiğini kaydetti.
Çağlar, şöyle devam etti:"Bugüne kadar hem şehir, hem ülke ekonomisine öncülük eden dev projelere İTO ve meclisi üyeleri olarak imza attık. Formula'dan, İstanbul Dünya Ticaret Merkezine ve Teknopark'a kadar bu ülkeye pek çok değer kazandırdık. Bugün de yine İTO ve meclisi olarak üzerimize düşen önemli bir görev olduğuna inanıyorum. Bu 50 uçaktan 10 adedinin siparişini biz verebiliriz ve bu milli projeye çok önemli bir katkı sağlayabiliriz. Bu konuyu detaylı olarak zaten meclis gündemimize alacağız ve siz meclis üyelerimizin takdirine sunacağız.
yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder