30. İTO Meclis Toplantısı
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, "Biz ilk olarak en erken seçimi istiyoruz, kaybedecek zamanımız yok. Hükümetin bir an önce kurulması gerekiyor. İkincisi mevcut hükümetle erken seçime gitmek zorundayız" dedi.
Çağlar, İTO
Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nın ardından gazetecilere, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerine ilişkin açıklamalarını
değerlendirdi.
Tek
başına iktidar seçeneğinin kendileri için en iyi şık olduğunu
ifade eden Çağlar, geçmişte kurulan koalisyon hükümetlerinde sıkıntı
yaşandığını anlattı.
"Türkiye'nin
ekonomik büyüme ve yükseliş dönemleri hep tek parti iktidarlarında
olmuştur" diyen Çağlar, 7 Haziran'da halkın koalisyon seçeneğini
işaret ettiğini, ancak istedikleri "güçlü koalisyon"
ihtimalinin şu an itibarıyla ortadan kalktığını söyledi.
Çağlar, "O
zaman erken seçim seçeneği ortaya geliyor. Biz ilk olarak en erken seçimi
istiyoruz, kaybedecek zamanımız yok. Bizim hükümetle yapacağımız çok
iş var. Hükümetin bir an önce kurulması gerekiyor. İkincisi mevcut hükümetle
erken seçime gitmek zorundayız.Türkiye'nin
selametini, menfaatlerini düşünüyorsak mevcut hükümetle erken seçime
gitmeliyiz. Parlamento bununla
ilgili kararlarını alsın. 2-3 aylığına kurulacak bir hükümetyapılanmasını
düşünün, oradaki sıkıntıları göz önüne getirin, buradaki ekonomik
kayıpları dikkate alın. Bunlar çok büyük kayıplar. Parlamento bunları
dikkate almalı."
İbrahim
Çağlar, İTO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda yaptığı
konuşmada ise hükümet kurma çalışmalarına ilişkin iş dünyası
olarak önceliklerinin "Türkiye'nin büyümesi, ekonominin gelişmesi, aşlarının,
işlerinin artması" olduğunu dile getirerek, siyasi arenada meydana
gelen her türlü gelişmeye bu açıdan baktıklarını söyledi.
Bu
konularda önceliklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çağlar,
ekonomik ve siyasi istikrar için ideal olanın "tek başına
iktidar" olduğunu ifade etti.
Çağlar,
bu konudaki değerlendirmelerine bazı eleştiriler geldiğini kaydederek,
"Benim üyem yaşanan gelişmelerden tedirgin oluyorsa çıkıp
gerekeni söylemek benim görevimdir. 380 bin üyenin hakkı var
hepimizin üzerinde. Ben bunu görmezden gelmem" diye konuştu.
Temmuz
ayının son haftalarından itibaren kirli ve karanlık oyunların yeniden
sahnelemeye çalışıldığını ifade eden Çağlar, önünde minnetle eğildiği
şehitlerin yakınlarına, emniyet güçlerine, TSK'ya
ve ülkeye başsağlığı diledi.
Çağlar,
terörün, içindekilerle batmaya mahkum bir gemi olduğunu belirterek, o
gemiye binenleri de ondan medet umanları da geminin dümenini
elinde tutanları da çok iyi tanıdıklarını vurguladı.
Başkan
Çağlar,:"Bu
noktada bizlere de büyük iş düşüyor. İş dünyası ve sivil
toplum kuruluşları arasındaki yoğun iş birlikleri ile terör
bataklığını kurutacağız. Bu salonda Türkiye'nin
her yöresindeniz. Ama ayrılık gayrılık yok. Hiç kimsenin
inancıyla, diliyle, etnik kökeniyle bir alıp veremediğimiz yok. Burada
esas olan üretmek, iş yapmak, büyümek. İnanıyorum ki bu salondaki
hissiyat birlikteliğe çomak sokmak isteyenlere verilen en güzel
cevaptır."
"Kusursuz
fırtına' deyimi dillerden düşmüyor" Çağlar, son
günlerde uluslararası piyasaların dilinden "kusursuz fırtına"
deyiminin düşmediğini, ekonomide 40 yılda bir yaşanacak durumların bir
araya geldiğini, işlerin beklenilenden daha olumsuza doğru gittiğini ve
kusursuz fırtınanın yaklaştığının düşünüldüğünü anlattı.
Dünyada
yaşanan olumsuzlukların Türkiye'ye
yansımamasının mümkün olmadığını vurgulayan Çağlar, "Yeni
bir yola çıkmak için gün bugün. Artık geç kalmadan ekonomiye yoğunlaşmamız
gerekiyor. Dünya ekonomisi kusursuz fırtınadan söz ediyor olabilir. Ama Türkiye'nin
öyle bir lüksü yok. Biz potansiyelimize inanıyoruz, ekonomiye
yoğunlaşınca neler başarabileceğimizi çok iyi biliyoruz. Siyasetçilerimizden
de bunu istiyoruz" diye konuştu.
Çağlar,
üyelerden gelen verilerle oluşturdukları ve ekonominin kalp atışlarını
gösteren Ticari Faaliyet Endeksi'nin bu ayki sonuçlarının da bu
inançlarını doğruladığını söyledi.
Her
yıl meclis olarak çalışma toplantısı yaptıklarını anımsatan Çağlar,
toplantının bu yıl 9-11 Ekim tarihleri arasında İzmir'de gerçekleştireceğini
bildirdi.
Düşünce
ve Proje Üretim Akademisini (DÜPA) hayata geçirdiklerini belirten Çağlar,
"Bu kuruluşun işi, gücü, derdi, düşünmek ve üretmek olacak
arkadaşlar. Dünyadaki veTürkiye'deki
en güncel konular üzerine raporlar yazacak, fikirler üretecek
ve projeler ortaya koyacak. İş hayatının ihtiyaç duyacağı ticari
değere dönüşebilecek bilgiyi açığa çıkaracak" ifadelerini
kullandı.
Çağlar,
gerek fuar, gerekse de kongre organizasyonları noktasında yabancıların
büyük bir ilgisiyle karşı karşıya olduklarını belirterek, bu ilgiye
cevap verebilmek için İstanbul Dünya Ticaret Merkezindeki (İDTM) fuar
alanlarını genişleteceklerini bildirdi.
İstanbul maketine
uluslararası ödül Çağlar, İTO tarafından
yaptırılan ve dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM'de ziyarete
açılan İstanbul maketinin 2002'den
bu yana düzenlenen ve dünyanın en saygın ödüllerinden olan Stevie
- International Business Awards yarışmasında 3 bin 700 aday arasından birinci
seçilerek altın ödüle layık görüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin,
dünyanın en büyük uçak üreticilerinden birinin lisans hakkını
satın aldığını ve bu şirket üzerinden yerli uçak projesinin başlayacağını
belirten Çağlar, ancak projenin hayata geçmesi için en az 50 uçak
sipariş alınması gerektiğini kaydetti.
Çağlar,
şöyle devam etti:"Bugüne
kadar hem şehir, hem ülke ekonomisine öncülük eden dev projelere İTO ve
meclisi üyeleri olarak imza attık. Formula'dan, İstanbul Dünya
Ticaret Merkezine ve Teknopark'a kadar bu ülkeye pek çok değer kazandırdık. Bugün
de yine İTO ve meclisi olarak üzerimize düşen önemli bir görev
olduğuna inanıyorum. Bu 50 uçaktan 10 adedinin siparişini biz
verebiliriz ve bu milli projeye çok önemli bir katkı sağlayabiliriz. Bu
konuyu detaylı olarak zaten meclis gündemimize alacağız ve siz meclis üyelerimizin
takdirine sunacağız.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder