28 Temmuz 2019 Pazar

Bakan, Ben Vatanseverim-Yılmaz Parlar

Bakan, Ben Vatanseverim

Vatanseverliğim ve insanlığım şerefimdir, Bakan…

“Beş para etmez insanlarsınız” diyen” Bakan…
“Nedir Bu Yunan hayranlığı, gidin orada yaşayın” diyen Bakan…
Ben Kıbrıs Gazisiyim…Yunanlılara karşı savaştım. Ankara’dan savaş madalyam gelecek… Ben Yunan hayranı değilim... 


Bakan seviyesinde Diplomatlık yapan Bülent Akarcalı İzmir’lisin, Kız Kulesi açılışında gururla oynıyacağın zeybek oyunu yerine, neden Yunan oyunu sirtaki oynadın…

Ben Folklorcuyum…Aslanlar gibi gençliğimde zeybek ve diğer Anadolu halk danslarını, yerli yabancı seyirci önünde gururla oynadım… Diğer kültürlerin oyunlarını danslarınıda oynarım benim böyle bir takıntım yok…


Ayrıca “Beş para etmez insanlarsınız” hakareti basın mensupları için mi ? dedin, Evrensel değerlerlerle milli turizme fayda sağlıyacak karşılaştırmalarla doğruyu bulacak kimselere mi?  dedin…


Beş para etmez ben kendime düşeni söyliyeyim.. İki Fakülte ve Turizm Kültür üzerine yüksek lisans master yapdım ben, Bülent Akarcalı…


80 den fazla ülkeye en az 5’er,  6’ar, yakın coğrafya  20-30 seyahat, her şehrin tüm müzelerine sanat galerilerine ziyaret…Her birinde çekilen fotoğraflarım mevcutdur.


Bülen Akarcalı siyasi hayatında gitdiği ülkedeki ziyafet masası haricinde, hangi bir ülkeyi benim gibi inceledi…Turizm demek kültür sanat demekdir. Bülent Akarcalı 6 ay kadar, Turizm Bakanlığı yaptı. Hangi icratını gördük.. Hedeflere ulaşan, rasyonel ve etkin turizm politikası mı üretdiniz..

Turizm çok boyutlu 6 ay Bakanlık yaparak öğrenilmiyor. 

Özel veya sosyal aktörlerle işbirliği yaparak, bir dizi eylemlerle yol alınır.

“Beş para etmez insanlarsınız” sözü, yurtdaşına böyle yaklaşım, bu söylem Dünyanın en elit en seviyeli politik diplomatlarından, kırık not alır.

Emekli bir subay olarak ve iş hayatında yaptığım çok yüksek seviyedeki ihracatla ödül alan ben, Devlet yetkililerine ve hele Bakanlık yapan kimselere belirli koşullarda saygılıyımdır. Ancak bana sen diye hitap etdiğin için bende siz diyemiyorum…


Gelelim konumuza; Gastromi Turizmin Derneğinin yazılı ve sözlü daveti üzerine Sarıyer Bahçeköy Gastronomi köy projesine destek için gitdim. Bülent Akarcalı, Derneğin içindeki konumunu bilmiyorum.


Derneğin Bursa Temsilcisi ve Hatay temsilcisini haberde resimleri olsun diye organik sebzeler fidanlığı önünde, onların fotografını çekerken, Bakanım buyurun diye davet etdim. Resimlerinizi çekdim.


Hatay temsilcisi Hatay Mozaik müzeden bahsedince, çok iyi bildiğim müze çok değerli mozaik koleksiyonda dünya birincisi veya ikincisi, sikke koleksiyonda dünya üçüncüsü.. Müze başka bir ülkede olsa dünyanın turistini oraya taşır dedim…


Bülent Akarcalı’ya demedim… Hatay temsilcisine söyledim… Sen ne yaptın  “Nasıl insansın, bu nasıl hayranlık” Ben önce şaka sandım…

Sahada performansıyla varlık gösteremiyen tribünlere oynayan şovmenlik yapan sporcular gibi bağırmaya başladın…Milliyetci vatanperver tavır takınarak devam ediyorsun..Bakanım Sevgi başka takdir başka dememe rağmen…”Beş para etmez insanlarsınız..” Bakanım ben hakaret etmiyorum diyorum…Devam…

Ama ben diyorumki; Ben beş para etmiyorum ama, Bakan, sen beş paradan fazla edersin...


Anavatan- Doğruyol parti mensupları olarak birbirinize yapmış olduğunuz hakaretleri unutmadık. Hakaret etmeye alışmışsınız.


Rahmetli Turgut Özal’ın vizyonel şemsiyesi altında olmanıza rağmen, İmkanları varken icraat yapamıyan elbetde başkasını suçlar.


Başarısız iki kısa süre 6’ar ay Bakanlık yapan Bülent Akarcalı, Müzeler turizmin ruhudur, Evrensel değerlendirmek, tartışmaya açmak milli çıkarlar için olması gerekendir.


Özellikle kültürel turizm söz konusu olduğunda disiplinlerarası ve kapsamlı yaklaşımla iletişim kurarak gözlemlerini, entelektüel kimlik düzeyinde problemi konuşma ve tartışabilme iletişim kültürüdür.


Kültür, eskiden beri, birleşmiş insanları, birbirlerini daha iyi anlamalarına izin veren birleşmiş bir insan faaliyet alanıdır. Turizm  yelpazesinde fikirler evrenseldir.


Yunanistan’da Meteora diye bir yer, her an en az 300 adet turist otobüsü, biri gidiyor, biri geliyor. Öyküsünü iyi anlatıyor. Göbekli tepe neolitik devrine yeni boyut getirdi. Gelen turist sayısına bak..Nemrut Dağı yineliyorum başka ülkede olsaydı…Turist kaynardı…


Türkiye’nin hedeflediği turist sayısına tek başına Paris şimdiden neden sahip, demir yığını Eiffel kulesini görmek için değil. Fransa’da tarihi 17. yüzyıla dayanan kültür politikaları, anayasa ile güvence altında. Sanatçılar için sosyal koruma ve herkesin kültüre erişimi bu politikaların en önemli iki unsuru…

Paris Şehir Tiyatrosu yılda 424 temsil yapıyor, 250 bin kişiye ulaşıyor. Toplam bütçesi 14 milyon avro, bunun 10.5 milyonunu Paris Belediyesi karşılıyor.
Fransa’da kültürel faaliyetlere ayrılan devlet bütçesi 4 milyar avro. Bu, toplam bütçenin yüzde 1.5’i ediyor. Yerel yönetimler de benzer meblağlar aktarıyorlar; çünkü kültürel faaliyetlerin bütçesi, merkezi ve yerel yönetim tarafından eşit olarak paylaşılıyor. Özel sektörün desteği yüzde 0.1 ile sınırlı.
Devlet, temsillerin düzensiz aralıklarla yapılmasından zararın giderilmesini ve işsiz kalan sanatçıların korunmasını sağlıyor. Bir yıl içinde 900 saat çalışan sanatçılar işsizlik ödeneğinden yararlanıyor.
Devlet 5 ulusal tiyatroyu, 39 bölgesel tiyatroyu, 69 ulusal sahneyi, 627 tiyatro topluluğunu, 19 çağdaş dans merkezi ile 258 koreografi grubunu destekliyor.
Tiyatrolar KDV’den muaf tutuluyor. Ama devlet tiyatrolara verdiği sübvansiyonlar üzerinden o vergiyi mahsup ediyor. Tüm bu sanat kültür etkinlikleri turizmi dinamik tutuyor.

Gelelim gastronomiye; İtalya’dan örnek, İtalya devleti her yıl yurt dışında hizmet veren bir restaurant'ına normlara uymak koşuluyla kalite sertifikası vermektedir. Union Camere (Odalar birliği) -Fipe iş birliği, Isnart desteği ve Ticaret Odası tarafından düzenlenen, İtalya Sertifika komitesi tarafından değerlendirme yapmaktadır. Adayların kabuluyle başlayan organizasyon uzun bir süreç almaktadır.


Yurt dışında faaliyet gösteren italyan restaurantları bu sertifikayı alabilmek için en üst seviyeye kalitelerini taşırken birbirleriyle ile rekabet içindeler..

Ödülü hak etmek için, ödülü almanın kriterleri İtalya da yetişmiş, yada eğitim görmüş aşçı ve personellerinin olması. İtalyan peynirleri, makarnaları ve  zeytinyağı ile olmazsa olmazlarından İtalyan şarapları bulundurması ve İtalyan lezzetlerini yansıtmasıdır.

Fransa Le Cordon Blue, İsviçre Glion’dan söz edersek örnek alırsak, gözlem yaparsak beş para etmiyen insan mı olacağız…


Yabancı ve yerli Basın mensubu olarak. Sayısız zirvelere, kongrelere, Seminerlere, festivallere, katılarak tüm sektörleri geniş bir ufuk görüşüyle temel değerleri aktarmaya çalışan konumuz olan sadece turizm sektöründe binden fazla bilgi içeren yazılarım var. Diğer sektörlerle birlikde yazılara yorum bilgi birikimden ekleme yaparak ışık tutarak fayda sağlamaya çalışıyorum…



Hürriyet Gazete ve NTV 6 Ekim 2000 Gazete arşivi


Evet Bülent Akarcalı , “... ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı'nın isteği üzerine, Akarcalı ile S……S……. "Grup Leandros"un müziği eşliğinde kısa bir süre sirtaki yaptılar.” Neden Zeybek Oynamadın…Yunan Hayranı Kim….


Evrensel Gazete 01 Şubat 2009 Bülent Akarcılı’nın Küfürlü alıntı


“Bülent Akarcalı, ANAP’ın anlı-şanlı günlerinde Sağlık Bakanlığı koltuğuna da oturmuştur, Turizm Bakanlığı koltuğuna da. Ve her iki görevinde de, birbirinden değerli ve veciz sözlerle kendi üstün kalitesini Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına duyurmuştur.

İlk bakanlığı döneminde, Mehmet Keçeciler’in (ki o da unutulmaz bir Büyük Türk Büyüğüdür, üstelik çok müslümandır.) Bakan olma olasılığı ortaya çıkmıştı. Bülent Akarcalı hemen uhrevi açıklamasını yapmıştı: Eğer o Bakan olursa, T….larımı keserim.’
Ve Mehmet Keçeciler de Bakan olmuştu. Değerli Büyük Türk Büyüğü Bülent Akarcalı’ da Bakanlık koltuğundan kibarca uzaklaştırılmıştı.” ….Yazının devamı çok daha vahim…


Evet Bülent Akarcalı, Yasal haklarımı kullanmak üzere saklı tutuyorum…


yilmazparlar@yahoo.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder